Rei Kosaka (kolayca sinirlenen ve her zaman "Öl artık" diyen bir tsundere adamı) ile Nana Shikano (bileklerini kesme alışkanlığı olan ve her zaman "Ölmek istiyorum" diyen bir kız) arasındaki ilişki etrafında dönüyor.

BTS, dönüm noktası niteliğindeki "Love Yourself" turunun ardından BRING THE SOUL: THE MOVIE ile sinema ekranlarına muzaffer bir şekilde geri dönüyor. Sahnedeki herhangi bir ışıktan daha parlak olan grup, şimdi bizi sahne ışıklarının arkasına davet ediyor. Avrupa turlarının son konserinin ertesi günü, Paris'te bir çatı katında BTS, yeni şehirleri deneyimlemekten dünya çapında binlerce ARMY'nin önünde performans sergilemeye kadar kendi hikayelerini anlatıyor. Turdan muhteşem konser performanslarının yanı sıra samimi grup tartışmalarının yer aldığı, BTS'in sahneden uzaktaki dünyasına bir bakış, bu kaçırılmaması gereken bir sinema etkinliği. BTS'in yolculuğu devam ediyor! * Bulunan tek kaynaktır. Yeni kaynak geldiğinde güncellenecektir.

Tenki no Ko (Weathering With You), Japonya'nın şiddetli yağmur ve kötü havayla karşı karşıya olduğu bir dünyada geçiyor. Bir lise kaçağı olan Hodaka Morishima, kendine bir hayat kurmak için Tokyo'ya taşınır, ancak şehir efsaneleri konusunda uzmanlaşmış bir yayıncılık şirketi işleten Keisuke Suga tarafından işe alınana kadar çeşitli zorluklarla karşılaşır. Şans eseri bir karşılaşma Hodaka'yı Hina Amano'ya götürür ve bir süreliğine dünyaya güneş ışığı getirme gücüne sahip olduğunu keşfeder. Hodaka, Hina'yı güçlerini bir hizmet olarak kullanmaya teşvik eder ve küçük kardeşi Nagi ile birlikte üçlü, bir ücret karşılığında Tokyo'daki çeşitli insanları aydınlatmaya başlar. Hodaka ve Hina yakınlaşmaya başlarken korkunç bir gerçek ortaya çıkar.

Min Ah, aşık olduğu Ji Yeong için mezuniyet hediyeleri hazırlar. Min Ah'ın mezuniyet hediyelerinden biri biradır. İlk kez sarhoş olan Min Ah, Ji Yeong'dan beklenmedik bir dönüş alır.

Nau Van, Amerika'da birkaç sene yaşadıktan sonra babasının ölüm yıl dönümü için ailesinin yanına Vietnam'a geri döner. Ama yanında beklenmedik misafir olan erkek arkadaşı Ian da vardır.

Ting, Pekin'de yaşayan genç bir uzmandır. Yeni erkek arkadaşı Mark onu çok seviyor, ancak paylaşılması zor bir sır olduğu için ilişkiye girmeyi zor buluyordur. Mark'ın diş fetişi vardır. Mark'ın giderek artan aktif arayışıyla Ting'in kafası gitgide daha fazla karışır.

Jang-Soo (Sol Kyung-Gu) üst düzey bir hukuk firmasında avukattır. Tıbbi bir teşhis ile ömrünün kısa olduğunu öğrenir. Young-Ki (Cho Jin-Woong) hiçbir işe yaramayan bir gangsterdir, ancak mükemmel bir hayata sahip olmayı hayal eder. Mahkeme emriyle toplum hizmeti yapar ve Jang-Soo ile tanışır. Jang-Soo’nun ölmeden önce yapılacaklar listesine yardım etmesi için Young-Ki’ye para teklifinde bulunur.

Bir kadın otoparktayken kaçırılır ve çaresizce kendisini izleyen gözlerden kaçmaya çalışır.

Filmin ana karakteri olan Yong-Hoo, Hıristiyan bir gençtir. Yong-Hoo çok genç yaşta babasını bir kazada kaybeder. Babasının ölümü onda büyük bir boşluk ve öfke yaratır. Bu kaybın ardından hem Hıristiyanlık inancına hem de insanlara olan inancını kaybeder. Yong-Hoo öfkesini boşaltmak için dövüş sporlarıyla ilgilenir. Bu sporlarda büyük bir başarı elde ederek birçok şampiyonluğa sahip olur. Sadece kendine inanan Yong-Hoo’nun yolu bir gün bir Rahip An ile kesişir. Bu rahip şeytan çıkarma ve şeytanlar ile savaşıyla bilinen bir rahiptir. Yong-Hoo rahibin yanına katılarak şeytani güçlere karşı savaş verir.

Dong Hyun ortalama bir lisede, ortalama bir öğrencidir. Bir gün sakarlığından kaynaklı çatıdan aşağıya düşer. Düştüğü yerde ise yoldan Pan Soo geçmektedir ve Dong Hyun, Pan Soo’nun üstüne düşer. Pan Soo bilinen bir suç örgütüne üye, azılı bir gangsterdir. İkisi de hastanede uyandıklarında görünüşlerinin değiştiğini fark ederler. Çarpma esnasında nasıl olduysa vücutları yer değiştirmiştir. Gencecik bir vücutta uyanan Pan Soo için her şey olabildiğince iyidir. Yıllar öncesine dönmüştür. Dong Hyun’un ailesinin yanına yerleşen gangster, okula bile gitmeye başlar. Okulda gittikçe daha çok popüler olmaya ve herkese hükmetmeye başlar. Fakat Dong Hyun için işler hiç de güzel gitmez.

Filmin türkçesi “Kralın Mektupları” anlamına geliyor. Film, 1397 ve 1450 yılları arasında yaşamış olan Kore’nin eski kralı Sejong’un hikayesini anlatıyor. Kral Sejong Kore için unutulmaz bir liderdir. Kral Sejong’un yönetiminden önce halkın okuma yazma oranı oldukça düşük seviyede ilerliyor. Çünkü halk öğrenilmesi oldukça güç olan Çin alfabesini öğreniyor. Bu durum yoksul köylülerin okuma yazma öğrenmesini neredeyse imkansız kılıyor. Kral Sejong Budistlerin kullandığı kutsal yazılardan yola çıkarak Hangul adlı fonetik alfabeyi icat ediyor. Yeni alfabe ile ülkede okuma yazma oranı büyük ölçüde artış gösteriyor. Kral alfabeyi icat etmeden önce Budistlere çok baskı yapıyor. Fakat sonraları baskıyı azaltıyor. Filmde Budist keşiş olan Shin Mi’nin Krala bu alfabeyi icat etmesinde oldukça yardımı dokunduğundan da bahsediyor.

Man – Deok köyde yaşayan sakin bir ailenin babasıdır. Köyün yakınlarında bulunan bir benzinlikte çalışarak geçimini sağlar. Üç çocuğu vardır. Ortanca çocuğu Min – Girl’dir. Ailede üniversitede okuyan tek bireydir. En küçükleri kız çocuğu olan Hae – Girl’dür. En büyük oğlu adı Joon – Girl’dür. Joon – Girl evlidir ve ailesine çok bağlıdır. Fakat bu sevgisini ve bağlılığını ailesine hiç yansıtmaz. Karısının adı ise Nam – Joo’dur. Bir gün köye yabancı ve oldukça tuhaf bir adam gelir. Adamın adı Man – Deok’tur. Sakin bir köyde, sakin bir ailenin etrafında geçen film, Man – Deok’un köye gelmesiyle değişmeye başlar.