Acımasız ve gizli bir suç örgütünün peşinde Güney Kore’ye dönen Rim Chul Ryung’u anlatan filmde; Yaptığı bir hata, onu siber suçlar departmanına gönderdikten sonra soruşturma ekibine geri dönmek için Kuzey Kore üzerine çalışmaya gönüllü olan Kang Jin Tae ile yeniden ekip oluşturur.

Kıdemli dedektif In Ho, bir bir uçak terör saldırısı hakkında bir rapor alır ve şüphelinin KI501’e bindiğini öğrenir. Uçak fobisine rağmen Jae Hyuk, kızı için Hawaii’ye gitmeye karar verir. Havaalanında, Jae Hyuk’un dikkati, etrafta dolaşan tehditkar bir ses tonuna sahip şüpheli bir adam tarafından dağıtılır. KI501 uçağı, Incheon Havalimanı’ndan kalkar ve Hawaii’ye doğru yola çıkar, ancak kısa süre sonra bilinmeyen bir nedenle bir adam ölür. Korku ve kafa karışıklığı durumu sadece uçakta değil yerde de yayılır. Haberi duyan Kara, Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Sook Hee, bir terörle mücadele karargahı kurar ve KI501’i indirmenin bir yolunu bulmak için bir acil durum müdahale toplantısı düzenler.

80’li yaşlarındaki bir adam (Lee Sung-Min), Kore’nin Japon işgali sırasında birisi yüzünden her şeyini kaybetmiştir. Yaşlı adam, acı çekmesine neden olan kişiden intikam almaya karar verir. Daha genç bir adam (Nam Joo-Hyuk) planında yaşlı adama yardım eder.

Lee Na-Mi, yeni kurulan bir şirkette pazarlamacı olarak çalışmaktadır. Her gün çok çalışan sıradan bir ofis çalışanıdır. Önemli bir günde Lee Na-Mi akıllı telefonunu kaybeder, ancak şans eseri telefonunu geri bulur. O günden sonra, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Oh Jun-Yeong tesadüfen Lee Na-Mi’nin akıllı telefonunu bulur ve akıllı telefonları kullanarak suç işlemektedir.

Hae-Joon (Park Hae-Il) bir dedektif olarak çalışmaktadır. Başkalarına karşı kibar davranışlı ama vakaları araştırırken tutkulu biridir. Bir dağda meydana gelen normal olmayan bir ölüm vakasıyla ilgili soruşturma başlatır. Hae-Joon, vakayı araştırırken Seo-Rae (Tang Wei) ile tanışır. Seo-Rae, ölen adamın eski karısıdır. Hae-Joon ondan şüphelenir ama aynı zamanda onunla ilgilenmeye başlar.

Aşırı radikal Taliban mensubu bir grup, Afganistan’da bulunan Koreli turistleri rehin alır. Kore hükümeti, durumu halletmesi için Kore’nin en yetenekli diplomatlarından biri olarak bilinen Jae Ho’yu gönderir. Vardığında Afgan hükümetinden işbirliği ister ve rehineleri kurtarmak için mümkün olan her yolu kullanır. Ancak Jae Ho’nun çabaları boşunadır. Başarısızlığı nedeniyle Orta Doğu uzmanı özel bir ajan olan Dae Sik ile çalışmak zorunda kalır. Taliban’a ulaşmak için hamle yapmaya başladıklarında, ilk rehine ölümü gerçekleşir. Gidecek başka hiçbir yerleri olmayan ikili, diğer rehineleri kurtarmak için zamana karşı yarışta beklenmedik müttefikler haline gelir.

Hikaye, şehrin merkezinde ortam sesleri 100 desibeli geçtiğinde patlayacak olan “ses bombaları” keşfedildiğinde ortaya çıkmaktadır. Bu terör saldırısı, bir yıl önce bir denizaltında gerçekleşen bir olayın ardından meydana gelir ve bir denizaltı komutanı, muhabir ve Savunma Güvenlik Destek Komutanlığı mensubu gibi önemli isimler bir araya gelerek bombayı durdurmaya çalışır. Kang Do Young (Kim Rae Won), bir Donanma denizaltı komutanıdır. O, terör saldırısına neden olan denizaltı olayıyla bağlantılı önemli bir figürdür. Oh Dae Oh (Jung Sang Hoon) tutkulu bir muhabirdir. Cha Young Han (Park Byung Eun), Savunma Güvenlik Destek Komutanlığının bir üyesidir.

Christmas Carol, ikiz kardeşinin ölümünden sonra intikam arayan genç bir adamın, tek başına bir çocuk tutukevine gitme hikayesini anlatan bir filmdir. Film, Joo Won Gyu’nun aynı adlı romanından uyarlanmıştır.

Gelişmekte olan bir bilişim şirketinin CEO’su olan Yoo Min-Ho (So Ji-Sub)bir anda kendini bir cinayet davasının baş şüphelisi olarak bulur. Şuana kadar avukatlığını yaptığı hiçbir davayı kaybetmeyen Yang Shin-Ae (Kim Yun-Jin) ise Yoo Min-Ho’nun avukatı olur. Birlikte bu cinayeti aydınlatmak ve gerçekleri bulmak için çalışırlar.