İki kızın ilk olarak 13 yaşında tanışmasını ve arkadaş olmasını konu alır. Sonraki 14 yıl boyunca iki kız yakın kalarak ve hem arkadaşlık hem kıskançlık hem de romantizm deneyimlerini paylaşarak geçirdikleri bir reşit olma hikayesidir.

Christmas Carol, ikiz kardeşinin ölümünden sonra intikam arayan genç bir adamın, tek başına bir çocuk tutukevine gitme hikayesini anlatan bir filmdir. Film, Joo Won Gyu’nun aynı adlı romanından uyarlanmıştır.

Filmin ana karakteri olan Yong-Hoo, Hıristiyan bir gençtir. Yong-Hoo çok genç yaşta babasını bir kazada kaybeder. Babasının ölümü onda büyük bir boşluk ve öfke yaratır. Bu kaybın ardından hem Hıristiyanlık inancına hem de insanlara olan inancını kaybeder. Yong-Hoo öfkesini boşaltmak için dövüş sporlarıyla ilgilenir. Bu sporlarda büyük bir başarı elde ederek birçok şampiyonluğa sahip olur. Sadece kendine inanan Yong-Hoo’nun yolu bir gün bir Rahip An ile kesişir. Bu rahip şeytan çıkarma ve şeytanlar ile savaşıyla bilinen bir rahiptir. Yong-Hoo rahibin yanına katılarak şeytani güçlere karşı savaş verir.

Film, 1970 yıllarında Güney Kore’nin Busen kentinde geçiyor. Lee Doo Sam saat, altın, gümüş gibi değerli eşyaların kaçaklığını yapmaktadır. Başkası adına çalışan Lee Doo Sam, patronu tarafından ele verilir ve hapishanede yatar. Bir süre sonra cezasını bitirip çıktığında ise metanfetamin üretimine ve satışına başlar. Bir gün bir partide eğlenirken Kim Jung A ile tanışır. Kim Jung A soylu insanlar ile bağlantısı olan biridir. Çok geçmeden bu ikili ortak olur. Çok iyi paralar kazanmaya başlarlar. Fakat Lee Doo Sam büyük bir hata yapar ve ürettiği malın bağımlısı olur. Bu arada savcı Kim In Goo, Lee Doo Sam’ı ve örgütünü fark edip, savaş açar.

Dong Hyun ortalama bir lisede, ortalama bir öğrencidir. Bir gün sakarlığından kaynaklı çatıdan aşağıya düşer. Düştüğü yerde ise yoldan Pan Soo geçmektedir ve Dong Hyun, Pan Soo’nun üstüne düşer. Pan Soo bilinen bir suç örgütüne üye, azılı bir gangsterdir. İkisi de hastanede uyandıklarında görünüşlerinin değiştiğini fark ederler. Çarpma esnasında nasıl olduysa vücutları yer değiştirmiştir. Gencecik bir vücutta uyanan Pan Soo için her şey olabildiğince iyidir. Yıllar öncesine dönmüştür. Dong Hyun’un ailesinin yanına yerleşen gangster, okula bile gitmeye başlar. Okulda gittikçe daha çok popüler olmaya ve herkese hükmetmeye başlar. Fakat Dong Hyun için işler hiç de güzel gitmez.

Filmin türkçesi “Kralın Mektupları” anlamına geliyor. Film, 1397 ve 1450 yılları arasında yaşamış olan Kore’nin eski kralı Sejong’un hikayesini anlatıyor. Kral Sejong Kore için unutulmaz bir liderdir. Kral Sejong’un yönetiminden önce halkın okuma yazma oranı oldukça düşük seviyede ilerliyor. Çünkü halk öğrenilmesi oldukça güç olan Çin alfabesini öğreniyor. Bu durum yoksul köylülerin okuma yazma öğrenmesini neredeyse imkansız kılıyor. Kral Sejong Budistlerin kullandığı kutsal yazılardan yola çıkarak Hangul adlı fonetik alfabeyi icat ediyor. Yeni alfabe ile ülkede okuma yazma oranı büyük ölçüde artış gösteriyor. Kral alfabeyi icat etmeden önce Budistlere çok baskı yapıyor. Fakat sonraları baskıyı azaltıyor. Filmde Budist keşiş olan Shin Mi’nin Krala bu alfabeyi icat etmesinde oldukça yardımı dokunduğundan da bahsediyor.

Man – Deok köyde yaşayan sakin bir ailenin babasıdır. Köyün yakınlarında bulunan bir benzinlikte çalışarak geçimini sağlar. Üç çocuğu vardır. Ortanca çocuğu Min – Girl’dir. Ailede üniversitede okuyan tek bireydir. En küçükleri kız çocuğu olan Hae – Girl’dür. En büyük oğlu adı Joon – Girl’dür. Joon – Girl evlidir ve ailesine çok bağlıdır. Fakat bu sevgisini ve bağlılığını ailesine hiç yansıtmaz. Karısının adı ise Nam – Joo’dur. Bir gün köye yabancı ve oldukça tuhaf bir adam gelir. Adamın adı Man – Deok’tur. Sakin bir köyde, sakin bir ailenin etrafında geçen film, Man – Deok’un köye gelmesiyle değişmeye başlar.

Film başlangıçta bir gençlik filmi imajı çizmektedir. Fakat ilerledikçe bu imaj dağılır. Çocuklara eğitim veren bir enstitüde bir katliam yapılır. Bu katliamdan Ja Yoon adlı bir çocuk kaçmayı başarır. Ja Yoon kaçtıktan sonra yaşlı bir çift onu sahiplenir ve kendi çocukları gibi yetiştirirler. Aradan on yıl geçer. Ja Yoon büyümüştür ve hafızası hala tazedir. Yaşadıklarını unutmaz ve intikam almak ister. İlk işi ailesini arayıp bulmak olur. Fakat bulduğunda bulduğu manzara hiç hoş değildir. Parasızlığın ve hastalığın sardığı ailesine destek olmak için bir yarışmaya katılır. Yarışma para ödülü olan bir şarkı yarışmasıdır. Yarışma sayesinde televizyonlara çıkan Ja Yoon’u düşmanları fark eder.

Young – Ju 18 yaşında bir kız çocuğudur. Kendinden yaşça küçük Young – İn adında bir erkek kardeşi vardır. Annesi, babası ve kardeşi ile yaşayan Young – Ju’nun ebeveynleri trafik kazasında yaşamlarını yitirir. Erkek kardeşi ile yalnız kalırlar. Her genç kızın olduğu gibi Young – Ju’nun da gerçekleştirmek istediği hayalleri vardır. Fakat kazadan sonra erkek kardeşinin sorumluluğunu almak zorundadır. Bu yüzden hayallerinden vazgeçerek, erkek kardeşine bakmaya başlar. Bunun için yarı zamanlı işlerde çalışır. Erkek kardeşi ise oldukça haylazdır ve sonunda bir suç işler. Beladan kurtulması için para gereklidir. Young – Ju para bulmak için ailesini öldürenlere gitmekten başka yol bulamaz.

Gelişmekte olan bir bilişim şirketinin CEO’su olan Yoo Min-Ho (So Ji-Sub)bir anda kendini bir cinayet davasının baş şüphelisi olarak bulur. Şuana kadar avukatlığını yaptığı hiçbir davayı kaybetmeyen Yang Shin-Ae (Kim Yun-Jin) ise Yoo Min-Ho’nun avukatı olur. Birlikte bu cinayeti aydınlatmak ve gerçekleri bulmak için çalışırlar.